TEZAT DÜNYA
Yaklaşık otuz sene önce okuduğum, Yaşar Kemal'in, "Sarı Sıcak" kitabından alıntı:
Evlat olarak alınıp, öz evlat gibi yetiştirilip artık delikanlı olan bir çocuk; garip bir sanrıya girip, önüne gelene "Babamı öldürecekler, çabuk babamın yerini söyleyin çabuk babamı öldürecekler" diyerek deli deli koştura koştura kan ter içerisinde dönük dönük babasını arar. Sora sora en sonunda babasını tarlada çalışırken bulur. Okuyucu, kim öldürecek, iyi ki babası öldürülmeden yetişti,
babasını uyaracak diye düşünüp rahatlar, en azından ben öyle oldum.
Sonra ne mi olur?
Baba, çocuğunu telaşlı kan ter içinde görünce kaygılanır; yanına yaklaşan oğlu, aniden sakladığı bıçağı babasına saplar ve oracıkta öldürür.
Babamı öldüreceklerdi bari fazla acı çekmeden ölsün diye babasını oracıkta herkesin ortasında öldürmüştür.
Ölüm deyince aklıma bakın bu kez gerçek bir hikaye geldi.
Türk Edebiyatı'nın en ünlü eserlerinden biri olan "Makber" şiirini bilirsiniz. Şairi Abdülhak Hamit Tarhan, bu şiiri çok sevdiği eşinin vefatı üzerine, eşinin acısını
derinden hissede hissede yazmıştır. Okuyucuda, şiiri okuduğunda bu acıyı, Tarhan kadar olmasa da derinden hisseder.
Şiiri okuyan kişi; Tarhan değil, bir daha sevgili edinmek, eşine ihanet gibi düşündüğüneceğinden kadın görmemek için kendini dağlara vurmuş, dağlardan da hiç inmemiş diye düşünür.
Ana kader, ilmiklerini bir düz bir tersten değil, sadece tersten örer!
Tarhan, eşinin ölümünden dolayı taziyeye gelen güzel bir hanımefendiye aşık olur, evlilik teklif eder, eşinin ölüm kırkı çıkmadan onunla da evlenir.
Allah, inşallah mesut etmiştir!
Dünya'da ortak para birimi olan Dolar, nerede basılır. Tabiki Amerika Birleşik Devletleri'nde. Peki istediği zaman Dolar basabilen bir ülkenin Dolar'a ihtiyaç
duyması, hatta Dolar borcu olması kulağa çok garip gelir değil mi?
Düşünebiliyor musunuz; ununuz var, fırınınız var, fırında çalışan işçileriniz var, ekmek üretiyorsunuz. Ama ekmeğe ihtiyacınız var.
Peki, Dünya'nın en fazla Dolar borcu olan ülkesi kimmiş biliyor musunuz?
Dolar basma tekeli sadece kendisinde olan Amerika Birleşik Devletleri.
Hadi buradan yakın!
Bu Dünya yıllardır Rusya ile ABD'nin Dünya'yı parsellemesinin kavgasını yaşadı, hala da yaşıyor. Küba Krizi dahil birkaç defa da savaş durumuna geldiler. Vekalet Savaşı yoluyla da yıllardır birbirleriyle savaşır, ortalığı kan gölüne çevirirler. Soğuk Savaşın kutuplarının bir ucunda ABD, diğerinde de Rusya vardır. Hal böyleyken bunlar birbirine, değil ekmek su vermezler diye düşünürüz dimi.
Şimdi sıkı durun! Rusya'nın en çok silah sattığı ülke kimmiş biliyor musunuz?
Amerika Birleşik Devletleri
Şaşırdınız mı?
Sizi bilmem de ben duyunca çok şaşırdım.
Öldürmek, para kazanmak, sömürmek gibi ortak kronik hastalıklar olunca; düşmanlık, kutuplaşma falan filan hikaye oluyor demek ki!
Güvercin besleme meraklısı Almanya'da yaşayan bir abim anlatmıştı. Bir gün, kendi güvercinlerininin aklına uyup gelen çok kaliteli ve pahalı bir güvercin gelmiş.
Güvercini eline alıp baktığında; ayağında; isim ve telefon numarası içeren ufak bir kağıt görmüş. Güvercinini teslim edeyim de zarara girmesin diye, kağıttaki
telefon numarasını arayıp, güvercininin, kendi güvercinleriyle geldiğini teslim etmek istediğini söylemiş. Karşıdaki adam, teşekkür edeceği, minnet duyacağı yerde; güvercin ilk başta benim değil diye cevap vermiş. Abim, verilen ters cevabın olumsuz psikolojik etkisine kapılmadan, tavan yapan iyi niyetiyle; aha isim, aha da telefon numarası aha bu da güvercin diye ısrar edince hiç beklemediği ilginç cevap almış:
"O güvercin benim olsa senin güvercinlerin arasında, senin elinde olmaz, benim yanımda olur; güvercin benim değil, hiçte benim olmamış, o güvercine neyi biliyorsan onu yap!"
Büyük olasılıkla, kendisini terkettiğinde değil, yaralanırsa bulan kişiye masraf olmasın, getirsin ben tedavi ettireyim düşüncesiyle isim ve telefon numarasını ayağına iliştirmiş.
Güncel, Ukrayna-Rusya çatışması hepimizin malumu.
Türk Dünyası'nın geneli, özellikle de Türk Milliyetçisi olanlar, zayıf ülke olduğundan; Karabağ Savaşı'nda, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla
Azerbaycan tarafında yer aldığından olsa gerek, Ukrayna'yı mazlumlaştırarak, çok sesli olmasa da Ukrayna'dan yana tavır alıyorlar. O neler neler, kendi ülke bayrağınıbir kenara bırakıp, Ukrayna Bayrağı'nı face profiline koyan mı arayacaksın; ABD, Avrupa kuklası Zelinsky'i kahraman yapanı mı!
Ucuz çarşamba pazarı gibi ne istersen var.
Hal böyleyken buyrun size ayrı bir tezatlık:
Peki şu an Ukrayna'dan savaşan Rus askerlerinin yüzde ellisi Türk kökenli askerlerden oluşuyor; Zelinsky'i öldürmek için gönderilen ama yakalanıp çoğu öldürülen suikast timide Çeçen Türkleri'nden oluşuyor.
Alın size, Hoca'nın; "kedi buradaysa ciğer nerede, ciğer buradaysa kedi nerede" hikayesiyle desteklenebilecek tezat Dünya profiline garip bir kanıt daha.
Hadi bakalım olayın neresinden bakarsak bakalım.
Abimin başından geçtiği hikayede olduğu gibi; biz, bizden gibi gibi görünen, görünmeye çalışan; düşman eline, kucağına giden bizden değildir, o kadar deyip, milliyetçi damarımızı fazla zedelemeden bu tezatlığı geçiştirelim.
Hoca'nın karısı nehre düşer. Köylüsü, komşusu ırmakta Hoca'nın eşini ararlar aramasına da bir terslik vardır. Hoca ırmağın aktığı yönün ters istikametine doğru aramaktadır. Orada bulunanlar herhalde üzüntüsünden olsa gerek diye, Hoca'yı; "Hocam ırmak bu tarafa akıyor, buraya doğru bakmanız lazım" diye uyarma gereği duyarlar. Hoca hiç umursamaz; "benim hanım terstir, her zaman dediğimin tersine gitmiştir, gene tersliği tutmuştur, ben bu tarafa bakacağım" diyerek akış yönü tersinde karısını aramaya devam etmiş.
Hoca'dan esinlenerek söylüyorum:
Bir gün Dünya kaybolurda, bana da arama görevi düşerse, döndüğü yönde değil, tam tersi yönde arayacağım.
O yüzden; bu kadar tezatlarla dolu olan Dünya; kaybolacaksa bile bana güvenipte kaybolmasın!
Dünya'da olan bu kadar tezatlıklara;
sağlam akılla, sağlam akılla olmasa da en azından, kendimize yetecek kadar da olsa yarım akılla durabilmemiz dileğiyle;
sağlık, huzur, saygıyla kalın!