Bir Sayı ifadesi olarak 1 sayı olmak haricinde o kadar büyük anlamlar içerir ki.
İnsani birliĝi, tekliĝi, birliĝi ana rahminde başlar.
Ana rahmine doğru ilerleyen milyonlarca sperm hücresi arasında birinci gelerek büyüyüp ana rahminde gelişir.
Kendinizi ne olarak görürseniz ve nasıl hissedersiniz hissedin; bugüne bugün milyonlarca sperm arasında büyük mücadele sonucu birinci gelmişsiniz ki bu yazıyı şu an okuyabiliyorsunuz.
Sıfır yokluk ifadesidir, dolayısıyla;
hiçbir varlığa sıfırıncı yaşta diyemezsiniz, yaşı sıfır olan henüz daha Dünya’ya gelmemiştir.
O yüzden de, 1; var olmanın ifadesidir.
İnsanın, yaşadığının ispatı; varlığının ilk rakamsal yaşı; matematiksel olarak Dünya’da varlığının ilk rütbe ifadesi 1’dir.
İnsan doğup büyüme aşamasındaki zaman diliminde en çok öğrenmenin gerçekleştiği yaş aralığı ise 0 ile 2 yaşları arasındadır.
Yani, birinci yaşın yoğun olduğu yaş aralığında. Diğer yıllarda öğrendikleri ise birle ifade edilen yaşın üzerine koyar.
Okuldaki eĝitim hayatında gelecek eğitim hayatındaki en temel bilgilerin verildiği sınıfın ilk basamağı da 1’dir.
Üste konan sınıf sayılarında öğrendiklerini ise bu ilk 1’in üzerine 1’ler konarak artar.
Bazı bilim insanları, insanı sosyal bir hayvan olarak tanımlasalar da;
İnsan hayata 1 defa gelir 1 defa ölür.
Doğarken de tek doğar, hayatı yaşarken de, öldüğünde de, tektir yani 1’dir.
İster gömme, ister yakma, isterse yırtıcı hayvanlara verilme olsun cesede yapılan muamele de bir varlığa yapılır.
Yaşamda da çektiğiniz acıyı da sevincinizi de en iyi siz anlarsınız; tek olarak kendiniz yaşarsınız.
Zaman da, birlerin birbirinin tekrarından ibaret değil mi!
Bir dakika diğer bir dakikayı, bir saat diğer bir saati gün diğer bir günü, bir yıl diğer bir yılı getirmiyor mu?
Hepsinin bir insanı ilgilendiren bileşimi ise bir ömür yapmıyor mu?
Çevrenizdeki insanları, hatta hatta Dünya’daki insanları saymaya kalksanız bir bir sayarsınız.
Aynı ifadeyle;
Saydığınız kalabalık ne kadar kalabalık olursa olsun birer varlıktan oluşur.
Mantık Biliminin ilk zamanları da 1 sayısına önem vermiş ve çıkış noktası olarak belirlemiştir.
Aristo mantığın yazılı ifadesine göre;
1, doğrunun, 0 ise yanlışın ifadesidir.
Gördüğünüz teknolojik aletlerinin, kullandığımız tv, telefonlar bile bu mantıkla çalışır.
Ya 1’dir ya da 0
Zıt anlamlar ifade etseler de ve özellikle de matematikte aralarında kardeşçe bir bağ vardır.
Örnek mi:
Bir tane 1’den oluşan 1 sayısı, tek başına bir şey ifade etmeyen 0 sayısı yanına konmadan 10 sayısı oluşturulamaz.
Aynı şey 0 sayısı için de geçerlidir. 0 sayısını ne kadar çok yan yana yazarsanız yazın, 0 sayısının çokluğu 0’a bir değer katmaz.
Okunuşu gene 0’dır.
Ama; yazdığınız 0’ların sonuna 1 yazarsanız sayı, öndeki 0’lar değil en sondaki 1 rakamı ile değer kazanır.
1’in sağına koyduğunuz 0’lar kadar, 1 rakamı ve özellikle de 0 rakamı, en baştaki 1 rakamı sayesinde değer kazanır.
Oluşan rakam, İllüzyon oluşturarak 0’ların ölçtüğü değer gibi görünse de; baştaki 1 sayısını sildiğiniz sıfır veya sıfırların değersizleştiğini görünce bunun böyle olmadığını, sayıya esas değer katanın 1 sayısı olduğunu anlarsınız.
Sadece 0 sayısını değil
1 sayısının diğer, 1’lerin bir araya gelmesiyle oluşan diğer sayıların değerini arttırma gibi bir yönü de vardır.
Mesela sayının başına yazdığın bir tane birden oluşan 1 sayısını yazdığınızda sayı 1 defa; dokuz tane birden oluşan 9 sayısı yazdığınızda 9 sayısı kadar büyür.
Bir de; en öndeki sayıdan sonra gelen sayılar ne kadar büyük olursa olsun, diğer sayılar sadece baştaki sayı kadar büyür.
Yukarıda da yazmıştım, Dünya’daki insanların sayısı da birlerin bir araya gelmesi ile oluşur.
Gerçek hayatta ise;
En baştaki 1 ise insanın kendisidir. Kendinize ne derece değer katar, önemli kılar o şekilde davranırsanız, pasif olan diğer insanları matematiksel ifade ile yani 0’ları da o derece değerli kılarsınız.
Oldu da 0’lar, yani yanlışlar önünüze engel oldu, önünüze geçti sizi değersiz kılmaya çalıştı.
Tek başına 1 olarak; ne kadar çok olsa da önünüze geçen 0’lar sizi değersiz kılmaz, çünkü siz önünüze gelen 0’lardan 1 olarak daha değerlisinizdir.
Matematiksel ifade olan 1 olarak
ne derece değerli olduğunuz veya olacağınız;
1 gibi dik ve doğru olmak, kendi değerini, önemini bilmek, 0’larla mücadele etmek; mücadele ederken eğilmemek, doğrularda tutarlı, ve istikrarlı olmaktan geçer.
Böyle olmadığınızda sadece değerli olmaktan öteye geçemezsiniz; zamanla da değerinizi kaybeder sıfır görünümlü bir olur gidersiniz.
Bu arada sizin düşünmenizi ve beyninizde cevaplamanızı istediğim şöyle bir soru aklıma geldi:
Diğer 1’leri yanına çeken ilk bir mı olmak istersiniz; yoksa ilk birin arkasından giden diger 1’lerden birimi?
Uyarmadan da edemeyeceğim!
Baştaki bir olduğunuzu hissedip ona göre davranmanız insanı sadece yüceltmez; karşınızdaki sıfırların sizi ezmesi için mükemmel bir sebep oluşturur.
Hani klasik bir söz vardır.
Bir çivi, bir nalı, bir nal bir atı, bir at süvariyi, süvari bölüğü, bir bölük orduyu, bir ordu ise devleti kurtarır.
Tekrar uyarayım, ilk bir olurken atın, nalın ve atın üstündeki askerin altında ezilmeyi de göze alacaksınız.
Ben gene de
Siz 1 olun da, gerisi diğer 1’lerin sorunu olsun derim.
Baba, yaramazlık eden çocuğuna uğraşsın sessiz olsun, uzun süre uğraşın düşüncesiyle, bir yüzünde Dünya resmi olan bir haritayı, yırtıp parçalayarak bunu birleştir diyerek vermiş.
çocuğun yapboz şeklindeki gazete parçalarını tahmininden çok kısa sürede yaptığını gören baba, merakla çocuğuna nasıl yaptığını sorunca şu ilginç cevabı almış:
“İnsan resminin arkasında insan resmi vardı, onu düzelttim Dünya düzeldi.”
Vicdanın ve beyninle cevap yalamayacağın en son sorum şu:
İşte gazetenin arkasındaki düzelince Dünya’nın düzeleceği bir insan sensin!
Peki sen bunun bilincinde misin, değil misin?
Sağlık, saygı, huzurla kalın!
Hasan Barın