Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Dil Ucu dediğimiz mıntıkanın, dolayısıyla Büyük ve Küçük Ağrı Dağları eteklerinin kapladığı alanlar üzerinde durduğu ve önemle takip etmesinin değeri şimdi daha çok anlaşılıyor. Türk Dünyası tarih Dergisi Nisan 1992 sayısında Faruk SÜMER’İN naklettiği sınırla ilgili konuşmalar:
Milli Mücadelenin Hariciye Nazırlarından Merhum Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey’den bir sohbet esnasında aynen şu sözleri işittim. Ruslarla bir antlaşma yapmak için hareketimizden bir gün önce (12 Aralık 1922) Mustafa Kemal Paşa ile veda görüşmesi yaparken: Paşam! Ruslar Dil mıntıkası üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım diye sordum.
Paşa: Dil Mıntıkası Türk topraklarıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız diye buyurdu. Baş üstüne dedim. Dr. Rıza Nur ve diğer arkadaşlarla birlikte uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Moskova’ya vardık. Fakat Rus Hariciye Nazırı Çiçerin, bizi beklemediğimiz bir şekilde soğuk karşıladı ve ümit kırıcı sözler söyledi. Öyle ki dönmekten başka yapılacak bir şey kalmadı. Rıza Nur Bey ve heyetin diğer üyesi olan Moskova elçimiz Ali Fuad Paşa ile durumu müzakere ettik ve bir de Stalin ile görüşmeye karar verdik. Stalin, İhtilalin en kuvvetli adamlarından biri idi. Kendisi bizleri güler yüzle karşıladı. Çiçerin’i birkaç azarladı. Stalin ile yapılan görüşmeler müspet bir şekilde süratle ilerlemeye başladı. Müzakereler uzayınca Stalin: Dil Mıntıkası üzerinde niçin bu kadar ısrar ediyorsunuz? Dedi. Orası Türk Kapısı, Türk Bölgesidir de onun için dedim. Netice istediğimiz gibi oldu. Ankara’ya dönüp, Muhterem Paşam! Gereğini yaptık dedik. Bizim içinde mühim olan budur cevabını verdi.
Türkiye ile zamanın Sovyet Rusya yönetimi arasında 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Anlaşması'yla Azerbaycan'a kazandırılan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti üççeyrek asırlık tarihi içinde Türkiye için her zaman müstesna bir yere ve özel bir öneme sahip olmuştur. Söz konusu Anlaşma'nın imzalanmasında büyük rolü olan Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün Azerbaycan'ın ve bu çerçevede Nahcivan’ın hayati menfaatlerine atfettiği önem tarihin en parlak sayfalarında kaydedilmiştir.
Bu vesileyle, Büyük Atatürk'ü ve Nahcivan’ı Azerbaycan'a kavuşturan bu anlaşmayı Türk Hükümeti adına imzalayan merhum Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk'i bir kere daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Büyük Atatürk'ün en veciz ifadesiyle "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, gamı bizim gamımızdır." Bu Nahcivan için de aynen geçerlidir. Nahcivan’la kardeşlerimiz müsterih olsunlar: Türkiye ebediyete kadar Nahcivan’ın ve Nahcivan’la kardeşlerimizin destekçisidir. Onların esenliği, huzuru, refahı ve güvenliği bizim en önemli önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Türkiye ile Nahcivan arasındaki Hasret Köprüsü ebediyete kadar sürecek dostluğumuzun ve kardeşliğimizin en güzel nişanesidir. Türkiye Azerbaycan'la ilişkilerini her alanda geliştirmeye, Azerbaycan'ın demokrasisini güçlendirme ve kalkınma çabalarına destek olmaya devam edecektir.
Ziya Zakir Acar