Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır
Ben Yakup gibiyim uzun yıllardır
Onda Yusuf’umun kokusu vardır,
Ve hasreti, gönlümde, büyük Türkistan kadardır
Ayettir kitabımda, bayrağımda rüzgârdır
Azerbaycan yüreğimde bir şah damardır.
Sovyetler Birliği döneminde, demir perde, Azerbaycan ve Türkiye arasına aşılmaz bir set çekse de; dini, dili, milleti bir olan, tarihi bağlarla birbirine bağlanan iki kardeş ülke İnsanının kalplerine kilit vuramamıştır.
Azerbaycan Rusya egemenliği altında olduğu halde Türkiye, dört bir yanından saran düşmanlara karşı verdiği mücadele yıllarında Azerbaycanlılar arasında gizlice yardım kampanyası başlatılmış varlarını, yoklarını esirgemeden toplayarak Bakü Türk Konsolosuna vermişlerdir. Zamanın Bakü’lü zenginlerinden Tağıoğlu Hacı Zeynel Abidin 500 bin altın bağışlayarak rekor kırmıştı. Diğer zenginler de 100 binden aşağı olmamak üzere yardım yaparken Bakülü kadınlar da boş durmamışlardı. Tağıoğlu Hacı Zeynel Abidin, Şemşi Esedullah Bey ile Topçubaşı Ali Merdan beylerin eşlerinin önderlik ettiği kampanyada Türk kadınları altın, gümüş ve elmas takılarını yardım için bağışlarken, Türkler bu savaştan kurtuluncaya kadar Bakü’de tıraş olmama, tiyatroya gitmeme ve müzik dinlememe kararı almışlardı.
Bakü Türk konsolosuna yardım verenlerden yoksul ve yaşlı bir kadın çok dikkat çekiciydi. Hasta ve yoksul olan bu kadın geçimini dilenerek sağlıyordu. Türk Konsolosu Ali Kemal Bey’e Cuma günü topladığı paraları verirken; en karlı günüm Cuma günleridir. Türkler bu badireyi atlatıncaya kadar her Cuma topladığım paraları size getireceğim demişti.
İlk bağımsız Azerbaycan Devletinin İçişleri bakanı Behbud Han Cevanşir, Bakü İslam Cemiyet-i Hayriyesi ve Maliye Bakanı Abdülvasi Bey’in teşebbüsleriyle 1920 yılının Mart ayından itibaren toplanan 3. 000 İngiliz Lirasına karşılık gelen 3. 000 000 ruble Birinci Bakü İstikraz Bankası’na yatırılmıştır.
Azerbaycan SSCB Devlet Adamı Neriman Nerimanov (Mayıs 1920 – 2 Mayıs 1921 arası Dış İşleri Bakanı) İngilizler tarafından tutuklanarak Malta’ya sürülmüş bulunan İttihat ve Terakki Partisi elemanlarının ve geçmiş hükümetin memurlarının kurtarılması için çalışmalara başladı. İngiliz Hükümeti’ne, Bakü’de bulunan İngilizler ile Malta’da tutulan Türklerin değiştirilmesi teklifinde bulundu. İngiliz Hükümeti, Nerimanov’un bu teklifini kabul etmedi.
Buna karşılık da, Azerbaycan, Bakü’de bulunan İngiliz esirleri iade etmeyeceğini bildirmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve İzmir milletvekili Mahmut Esat Bey, Azerbaycan’ın, Malta’daki Türk esirler özgürlüklerine kavuşmadıkça, kendisinin de İngiliz esirlerini iade etmeyeceğini açıklaması büyük bir övgü ve takdirle karşılamışlardır. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920 tarihinde, konuyla ilgili olarak Başbakanlığa şöyle yazmış ve gereğini istemiştir:
Anadolu Türklerinin geçirdiği sıkıntılı döneme kayıtsız kalmayarak, Türkiye halkı ile ilgili haberlere sütunlarında sık sık yer veren, Bakü’de Latin harfleri ile yayın yapan “Yeni Yol” gazetesi, Azerbaycan halkına yaptığı bir çağrıda şöyle yazıyordu:
“Mustafa Kemal’in askerlerinin tek başlarına mücadele ettiği bir dönemde Anadolu’da ki Türk kardeşlerimize yardım etmeli, iaşe toplamalı ve gerekirse gidip orada canımızı feda etmeliyiz…”
Bunlardan ayrı olarak, 1921 yılı içinde Türk ordusunun art arda kazandığı Birinci ve İkinci İnönü Savaşları, Azerbaycan’da büyük bir coşkuya sebep oldu. Nerimanov’un özel emriyle Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mirze Davut Hüseyinov bu münasebetle TBMM Başkanlığına çektiği telgrafta “emperyalizme karsı kazandığı büyük zaferden dolayı, kardeş Türk halkını, TBMM’sini ve onun Reisi Mustafa Kemal Pasa’yı, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti adına kutluyor ve tebrik ediyoruz.” dedikten sonra, Azerbaycan halkının bu zaferin şerefine, 30 vagon petrol, 2 vagon benzin, 8 vagon gaz yağı gönderdiğini bildiriyordu.
Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan devleti, hiçbir talebi olmadığı halde TBMM hükümetine 62 sistern petrol gönderdi ve aynı Mayıs ay içinde Azerbaycan Dışişleri Komiseri M.D. Hüseyinov, Türkiye’ye gönderdiği bir telgrafta, “Bundan sonra Azerbaycan Hükümeti kardeş Türk halkına yürüttüğü bağımsızlık savaşı müddetince Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde hayatlarını kaybetmiş askerlerin yetim çocukların barınacağı sığınaklar (yetimhane) için her ay 62 vagon petrol ve 3 vagon gaz yağı göndermeyi taahhüt ediyor.” diye yazıyordu. Azerbaycan Nerimanov’un başkanlığı döneminde bu taahhüdüne sonuna kadar sadık kalmıştır. Bu taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.
Yukarıda değinmeye çalıştığımız Azerbaycan’ın Türkiye’ye maddi ve manevi yardım ve destekleri milli mücadele zarfında devam etmiştir. Fakat bazı noktalarda da dile getirdiğimiz gibi, Azerbaycan-Türkiye ilişkileri devletlerarası çıkar ilişkilerinin çok üstündeydi
Nerimanov, Türkiye’ye 1921 Yılında 500 kilo altını Ankara’ya ulaştırıldı. TBMM Hükümeti bu altının 200 kilosunu devlet bütçesine ayırdı. Geriye kalanı ise, silah ve mühimmat alımı için kullanıldı. Daha sonra Buhara Cumhuriyetinden yardımı olarak gönderilen altınlar Rusya kanalıyla Nerimanov tarafından Ankara’ya gönderildi.
Nerimanov, 23 Mart 1921 tarihinde, Atatürk’e yazdığı cevap mektubunda, birbiri ardınca kazanılan savaşlar ile Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden bu başarıları kazanan TBMM Hükümetini, onun başkanını ve kahraman Türk ordusunu kutladığını bildirdikten sonra,
“Paşam, Türk Milletinde bir anane vardır; kardeş kardeşe borç vermez, kardeş, her durumda kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız, her zaman ve her şartta birbirimizin elinden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz bugün yaptığımız bir kardeşin yaptığından başka bir şey değildir” diyordu.
Ayrıca Azerbaycan hükümetinin 2 Ekim 1922’de Anadolu fakirlerine yardım teşkili ile uğraşacak özel bir komisyon kurması, aynı zamanda Azeri Türk basınında savaş halinde olan Türkiye’ye mali ve silah yardımını hızlandırmakla “Misak-ı Milli” ilkelerinin katiyetle desteklenmesi, o devir için çok önemliydi.
Bugün sözde soykırım iddialarıyla Türkiye’yi suçlayan Ermeniler yakın tarihte de işgalci tutumlarına devam ederek, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde 7 bin kişilik nüfusa sahip ve coğrafi konumu itibarıyla bölge içi stratejik önemi olan Hocalı kentini ele geçirmişler. Sivil, eli silahsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç demeden katletmişlerdir.
Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarının geri alınmasında haklı davalarında her zaman kardeşlerimizin yanındayız.
Can Azerbaycan bizim canımızdır!
Ziya Zakir Acar
Iğdır Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür
Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneği Başkanı