Geçen gün evde otururken geçmişteki yazdığım siber saldırılarda yok edilmeyen yazılarıma bir göz gezdireyim dedim. İki buçuk sene önce 23 Mayıs 2021'de yayınlanmış yazım dikkatimi çekti.
Dikkatle okuyunca, şu anki Hamas-İsrail Savaşı'yla şablon konmuş gibi ne kadar benzer olduğunu anlayıp sizle o tarihteki başlığıyla paylaşıp, tekrardan yayınlayıp; benzerlikleri sizlerin de taktirine sunmak istedim.
Buyrun, 23.05.2021 Tarihi'nde 19:33'de yayınlanan yazımın tamamı
henüz Mısır’da darbe olmamıştı. İsrail-Filistin Savaşı başladı.
Biri süper güç, biri daha kurumsallaşmamış ufak bir devletçik.
İsrail, kendisi için en risksiz yöntemi olan uçaktan havadan bombalamaları yapıp; füzeleri sivillerin tepesine tepesine attıktan sonra tüm kibrini kuşanarak zırhlı tanklarıyla kara harekatına başladı.
Bütün Dünya iki günde Filistin’i işgal eder diye düşünürken, stratejik askeri nedenini bilmediğim garip bir şekilde içime İsrail kaybedecek hissi doğdu.
Aradan 3-5 gün geçti İsrail ilerleyemedi, bu his içimde yoğunlaştı. Aradan on gün geçti, İsrailli generaller dikkatle ilerliyoruz her şey istediğimiz gibi ilerliyoruz diye açıklama yaptıklarında ben bu iş bitti İsrail çok ağır şekilde kaybetti dedim.
Uzatmayayım İsrail bir süre sonra ateşkes imzalayarak kara ordusunu çekmek zorunda kaldı.
Mısır’dan İsrail’e binlerce tünel yapılmış, bu tünelden gelen Filistinliler, karakolları basıp bacak bacak üstüne oturup birbirlerine şaka yapan, kendini güvende hisseden İsrail askerlerini vurup gene geldikleri tünelden kaçıyorlardı.
Gene, tünelleri kullanıp içinde klima bile bulunan teknoloji harikası tankların dibinde en beklemedikleri anda bitiyorlar, tankın zırh açısından en güvensiz yerine hiç acele etmeden gerile gerile nişan alıyor, booom diye patlatıp, tankın patlama sesinin yankılandığı tünellerden tekrardan kaçıyorlardı.
Böyle bir savaş taktiğine teknoloji ne yapabilirdi ki!
İnanın o yenilgi havasında, İsrail’in karşısında, Filistin değilde güçlü bir devlet olsaydı, İsrail’i de, kibrini de dümdüz ederdi.
Gelelim günümüzdeki yakın zaman önceki çatışmalara:
Bu çatışmaların sonunu yukarda bahsettiğim o çatışmalara göre tahmin etmek (his ötesi bir mantıkla) zor olmadı.
Çatışmaların başladığı iki veya üç gün sonra facebookta yaptığım paylaşımı aynen yazıyorum(İnanmayan facebooktaki özel sayfama bakabilir):
“Bakın buraya yazıyorum! İsrail’i çok abartıyorsunuz! İsrail-Filistin savaşanın kazananı olmaz. Füze koruma sistemi olarak adlandırılan Demir Kubbe sistemi deliniyor. İsrail Halkı hapsolmaya alışkın değil, psikolojileri bunu kaldıramaz. Filistin halkının kaybedeceği bir şey yok.
Orduyla başka ülkelere girmeye kalkarsa İsrail için felaket olur. Savaş uzun sürerse de uzundan kastettiğim bir aydır, kaybedecek olan İsrail olur.”
Dediğim gibi bunları tahmin etmek zor olmadı çünkü yapılanlar:
İktidarı elinden gidecek Netenyahu’nun yandaşlarını konsolide etmek; yandaş toplamak için yaptığı; ağır adam pozu rolü yapan Biden’ın Ortadoğu ve Kafkaslar’da çatlak oluşturmak, oluşan çatlağı büyütmek için yapmış olduğu derin stratejik amaçlar güden bir planlamaydı.
Ama, kendi beyinlerindeki stratejik başlayan ve biten kendilerine göre hesap edilen sözümona gerçekler, başkalarının gücünü kibirlice küçümseyen, olabilecekleri hesap etmeyen gerçeklerdi.
İsrail’in güç faktörleri sayılırken, nükleer gücünden, lobisinden, arkasındaki güç olan ABD, askeri teknolojisi sayılır.
Bence İsrail’in en büyük ve bence abartılan gücünün kaynağı, komşularından kendisi gibi güçlü devletin kalmamasıdır.
Türkiye’de bir söz vardır; koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş.
Komşuları arasında güçlü devlet olmadığından, Abdurrahman Çelebi pozunda astığım astık kestiğim kestik diye diye ortalıkta geziyor.
Ben her ne kadar uluslararası basın İsrail’in maddi ve askeri mağlubiyetini örtselerde sonuç kara harekatına başlayacağım deyip başlamaya bile cesaret edemeyen İsrail kaybetti.
Her ne kadar nükleer gücün olsa da, Dünya’da lobi hakimiyetin olsa da güç, dirayetli duran vatan sevdalılarının; strateji bilen ülkelerin duvarlarına çarpıp oracıkta kalıyor.
Kara harekatını başlatıp, iki bin asker kaybetseydi, halkının değil dükkanlarını açmaları, işlerine okullarına gitmelerini atılan füzelerden dolayı sığınaklardan bir ay kafalarını uzatamasalardı;
o süper güç görünen İsrail’in, ne hükümetleri kalırdı, ne ekonomileri ne de psikolojileri!
Bu gerçekleşseydi ki bir gün gerçekleşecek,
Ve ben o gün, İsrail’in uluslararası arenada köylünün önünde köylünün önünde tokat yiyen kaymakamın psikolojisiyle gezmesini zevkle seyredeceğim.
Kendi adıma ise bir iki füze atıldığında Demir Kuppe sistemi etkili oluyor, atılan füzeleri vuruyor da; on-on beş tanesi atıldığında, ne olur, ne kadar etkili olur, ne yapabilir diye merak ediyordum.
Artık merak etmiyorum, o zaman bir işe yaramıyormuş.
Tekrar yazma gereği duyuyorum İsrail’i güç olarak fazlayı bırakın, azıcık bile abartmayın!
Ayrıntıya girmeden şunu söylemeden edemiyeceğim:
Türkiye’nin stratejik olarak yapılmak istenenleri görüp ona göre ön alıp, uygulamış olduğu ağır psikolojik ve siyasi baskıyla yapılan politikayı çok doğru buluyorum.
İyiki mazlumlar için Türkiye var!
Sağlık, saygı ve huzurla kalın!