Sevgili Okuyucularım;
AZERBAYCAN; ABD’nin Güney Kafkasya ülkelerindeki büyükelçilerinin konferansına ev sahipliği yapacak
ABD düzenli bir şekilde 1992 yılında, SSCB nin saltanatının dağılımı sonrası Büyük elçiliklerini Güney Kafkasya politikası strateji misyonerlik hareketi organizasyonu toplantıları düzenlemektedir.
Son konferansa 2021 yılında Erivan’daki ABD Büyükelçiliği ev sahipliği yapmıştı.
ABD’nin Bakü ve Tiflis büyükelçilikleri 2019 ve 2018 yıllarında konferanslar düzenlemeyi gerçekleştirdiler. 2020 yılında COVİD-19 nedeniyle konferans düzenlenememişti.
ABD Erivan Büyükelçiliği açıklamasında: “Türkiye ve Ermenistan yanı sıra tüm Kafkasya bölgesine bu konferanslar önemli faydalar sağlamaktadır. ”diyor
“ Ermenistan Başkan Sarkisyan’ın 2009’da Zürih’te imzalanan Ermenistan Türkiye Protokollerini resmen fesh edildiğini duyurmuştu, ancak aynı zamanda Ermenistan’ın Türkiye’yle ilişkilerini önkoşulsuz ilerde regüle etmeye yönelik yükümlülüğüne sadık kalmaya devam edeceğini de açıklamıştı.” Ve bu gün bu gerçekleşme rayına oturtulmuştur. İnşallah raydan çıkmaz.
“ABD olarak her iki tarafı da uzlaşıya teşvik ediyor ve ilişkilerin regülasyonu için kapıyı açık bırakıyoruz. Regülasyon süreci Türkiye ve Ermenistan yanı sıra tüm Kafkasya bölgesine önemli faydalar getireceğini” belirtmişti.
Konu aslında; SSCB’nin parçalanması sonrası dönemde ABD’nin Kafkasya politikasının ve Soğuk Savaşın bitmesine rağmen Rusya ile bu bölgeyi paylaşamaması Güney Kafkasya manevra alanları yaratma politikasını içermektedir.
ABD’nin Musevi asıllı dolar milyarderi George Soros vasıtasıyla Gürcistan’da yaptığı lale devrimi sonrası iktidara Saakaşvili getirilmişti. Ardından Gürcistan’ın özerk bölge Acaristan’a girmesiyle Rusya kendinin gibi gördüğü Acaristan’a tanklarla girmişti. Hatta bununla da sınırlı kalmamış ve Batum’a kadar tanklarla gelmiş ve geniş çaplı Tahribata yol açmıştı.
Bu gün, Ukrayna’ya verdiği veya diğer ülkelerden sağladığı destekleri o gün, ABD olarak Gürcistan’a destek vermekten kaçınmıştı.
ABD olarak olaya müdahale ederse, Rusya ile bir savaşın içine düşebileceği endişesiyle savaşa müdahale etmemişti.
Güney Kafkasya politikası ABD için ne kadar önemliyse Türkiye içinde o kadar önemlidir.
Mustafa Kemal Atatürk 1925 ci yılda Ziraat Bankasının arşivlerinde mevcut olan söyleminde; “SSCB dağılacağını, Dil ve kültür birliğinin önemini belirten söylemi” çok önem taşımaktadır. Anlayana!
ABD’nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu dışişleri bakan yardımcısı Erica Olson, Azerbaycan’da yapılacak toplantıya katılacağını açıkladı.
Azerbaycan’daki ABD Büyükelçiliği’ne göre, Azerbaycan, hükümet yetkilileriyle görüşmeler yapılacak ve 27-28 Nisan’da Bakü’de düzenlenecek ABD Büyük Elçiler konferansına katılacak.
“Konferansa ABD’nin Azerbaycan Büyükelçisi Lee Litzenberger, ABD’nin Gürcistan Büyükelçisi Kelly Degnan, ABD’nin Ermenistan Büyükelçisi Lynn Tracy, USAID Örgütü Başkan Yardımcısı Mark Simakovski, ABD’nin Avrupa ve Avrasya Yardımları İcra Koordinatörü Greg Naarden ve Gavqaz Dadshaws Başdanışmanı Andrew Schofer katılacak.”
Toplantının Güney Kafkasya politikasından çok Kuzey Kara Deniz Ukrayna konularının, gündeme hakim olacağı görülmektedir.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın 40 Alman diplomatı Sınır dışı ettiklerini ilan ettiğini açıkladı.
Rusya Dış İşleri Bakanlığı, bu hareketi Alman hükümetinin 4 Nisan’da 40 Rus diplomatı sınır dışı etme kararına “misilleme” olarak nitelendirdi.
5 ana maddelik Ermenistan – Azerbaycan anlaşması ve Türkiye’nin Ermenistan politikası da gündemin ana maddesi olacağı düşünüle bilir.
Ancak, Rusya’nın etkisinin Güney Kafkasya da eski özelliğini korumadığı düşüncesi henüz erken söylenen söz olur.
Kafkasya’nın jeo stratejik öneminin artmasıyla bölgeye duyulan ilginin başta ABD olmak üzere AB’nin de ağzını sulandırmaktadır.
Aslına bakarsak, ABD’de çeşitli seviyelerde yaşanan iç siyaset çekişmeleri ve lobilerin farklı talepleri de ABD‟nin bölge siyasetinde fikir ayrılıklarına sebep olmuştur. Örneğin, Ermenistan Amerikan Kongresi’n de önemli bir desteğe sahiptir, birçok siyasetçinin seçim bölgesinde ciddi bir Ermeni nüfus bulunmaktadır. Dış İşleri Bakanlığı ise Azerbaycan tarafını desteklemeye daha meyillidir. Bunun sebebi de Kafkasya’nın jeo stratejik önemi ve petrol yönünden zengin oluşudur.
Türkiye’nin ABD tarafından da çok desteklenen Ermenistan ile başlattığı görüşmelerde Dağlık Karabağ sorunu kritik bir öneme haizdir. İlk aşamada her ne kadar, özellikle Amerikan hükümeti tarafından, bunların ayrı meseleler olarak ele alınması gerektiği söylense de, Dağlık Karabağ’ın görüşmelerde problem teşkil edebileceği ön görülüyordu.
Türkiye bir yandan Ermenistan ile ilişkilerini düzeltmeyi hedeflerken, diğer yandan da ulusal çıkarlarını korumak zorundadır.
ABD Başkanı, yürürken sendeleyen Jooe Biden Sözde soykırım yalanını kabul ettiğini açıklaması, Türkiye gibi güçlü müttefikini Orta doğu, Güney Kafkasya ve Asya da karşı safa ittiğini anladığında iş işten geçmiş olacak.
ABD içerisinde Bölünme çanlarının yanında, Tam tamların çaldığını unutmayalım.
Sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.