RUSYA-UKRAYNA GERGİNLİĞİNİN ANALİZİ

Hasan Barın


08.04.2021 Tarihli "ABD'nin Rusya Ukrayna Savaşı Oyunu" adlı köşe yazımdan:

Her şeyden önce şunu sormak lazım, Rusya ile Ukrayna arasındaki
gerginlik ne zamandır var?
Araştırırsanız bu sorunun cevabını yıllardır var diyerek bulursunuz.
Peki, sınırlara bu derece savaş durumuna gelmesi neden şimdi!
Nedenler çok basit aslında, oyunun arkasındaki gerçek oyun.

Ben hiç şaşırmadım. Bunu perşembenin gelişi çarşambadan bellli olur
sözü gereği yaklaşık beş ay öncesinden belirtmiştim.
Arzu eden gazetenin arşivinden bakabilir.
26.12.2020 tarihli ASAS Medya’da, "it iti ısırmaz" adlı köşe yazımdan:
İt iti ısırmaz da ondan. Sadece uzaktan havlayarak birbirlerini korkutmaya
çalışırlar.
Daha yakın zamanda ne olur derseniz? ABD’nin, Rusya’nın dibindeki,
Rusya’yla sorunlu Gürcistan ve Ukrayna politikalarına dikkat edin derim.
Veya ben böyle düşünüyorum.
Peki neden böyle düşündüm; bunu yukarda dediğim gibi, objektif,
stratejiye, tarihe, şu haklı bu haksız savunmasına boğmadan basitçe
anlatmaya çalışayım.
Olaydaki arka plandaki devleti İlk önce bu sorun savaş durumuna gelince
kim destek verdi ona bakmak lazım;
Amerika!
Neden peki, ta Dünya’nın öbür ucundaki Amerika’ya ne oluyor?
Amerika’yı bu olay yakından ilgilendiriyor.
Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Büyük İsrail İdaası, PYD merkezli piyon bir
Kürt Devleti kurulması ve İran konusunda; Amerika’nın kısa, orta uzun
vadede çıkarlarına ters düşecek politikalar yürüterek; Amerika’nın
karşısında tehdit oluşturan, BAD’ye ters kendi politikalrını üreten iki ülke
var: Bunlardan biri, Türkiye diğeri ise Rusya.
Bu güçlü iki ülke arasında ise en güçlüsü Rusya. Bir de işin garibi bu iki
devlet bazen didişip savaş durumuna gelseler de ortak paydalarda bir
şekilde birleşip, ortak politikalar üretebiliyorlar.
Araları, büyükelçisi FETÖ’cülere öldürülmeye vardırılıncaya kadar,
bozulsun diye çok uğraşıldı olmadı.
Bir ara, bir Türkiye Rusya gerginliğinde de Amerika topyekün desteğini
bildirmiş, bizim dışişleri bu desteğe sert bir karşılık vermiş, parasını

verdiği uçakları vermeyen ABD’nin bu desteğini manidar bulduğunu
belirtmişti.
Bu olmayınca başka planlar devreye girdi.
Çünkü;
ABD’nin yakın uzak planlarını gerçekleştirmesi için, Rusya’yı, askeri ve
ekonomik açıdan zayıf duruma düşürüp kendi içine gömülen, dünya
üzerinde ABD politikalarına ters düşemeyen konuma getirmesi gerekiyor.
Bunun için de Rusya’yı güçlü bir devletle savaştırılması gerekir.

Rusya, bölgedeki güçlü devletlerden Çin’le zaten savaşmaz; Türkiye ile
denendi o da olmadı. Kala kala kim kaldı, Ukrayna!
Ukrayna’da küçümsenecek bir devlet değil. Kırk milyondan nüfusu olan
askeri ve askeri teknoloji açıdan zayıf olmayan bir ülke. Uzun süreli
topyekün bir savaşta arkasına ABD ve Avrupa’yı alınca Rusya’yı
ekonomik olarak çökertecek; Rusya’nın içini karıştıracak güçte.
Bu şekilde olunca ABD ve ABD çıkarları için savaştırılacak aranıpta
bulunmaz ülke.
Ver gazı Ukrayna’ya!
Kimin haklı olup olmadığı, kimin kazanıp kazanmayacağı da önemli değil,
Rusya zayıflasın, ABD çıkarlarına BOP’a ters düşecek faaliyetler
bulunamayacak duruma gelsin, Irak’ın, Suriye’nin, toprak bütünlüğünü
savunamayacak; ABD ve İsrail için tehdit olan İran’ın arkasında
duramayacak duruma gelsin. Bölgede Türkiye’de, Rusya’da güçlenip



etkinleşiyor. Ukrayna’da güçlenmeye aday bir devlet. Günden güne de
güçlenecekleri içinde zaman daraldığından bu bölgede acilen savaş
çıkartmalılar.
Hem bu savaş sayesinde zayıflayacak olan, bağımlılığı daha fazla artacak
Ukrayna’yı da kendi Ortadoğu çıkarları, özellikle de Kafkasya’daki
çıkarları için de kullanırız. Son yıllarda oluşan Ukrayna-Türkiye
yakınlaşmasını da, yapma etme diyerek engelleriz.
Bir taşla vurulan bir çok kuş, ama vurulan en başlıca iki büyük kuş. Hem
elleri de yorulmayacak, taşı atan da başkası, taş geri sekerse kafası
yarılacak olanda başkası, yanlışlıkla da olsa penceresimin camıma taşta
gelmez, çünkü çok uzak.
Hiç öyle derin stratejik tahlillere girmeye gerek yok; ABD için olay
bundan ibaret!
Oyuncuların ayrı olduğunu bir kenara bırakırsak, bana tarihte oynanan
Bizans, İngiliz oyunlarını hatırlatıyor.
Peki, bu gerilimden ne olur sorusuna da iki kelam etmek isterim.
ABD avucunu yalar.

ABD, strateji bilmiyor da, bundan etkilenecek devletler özellikle de
Türkiye bilmiyor mu!
Rusya-Ukrayna gerginliğinden ne olur?
Ben, açıkçası, karşılıklı demeçlerle birbirine horozlanmalarından, o
bölgedeki kendi milislerinin karşılıklı çatıştırılmasından, ufak tefek
karşılıklı atışlar haricinde bir şey beklemiyorum.
İki devlette ekonomik askeri açıdan birbirlerine zarar verecek topyekün
uzun süreli çatışmaya girmezler.
Bekleyip, göreceğiz!
Sağlık, huzurla kalın deyip yazımı bitirmişim.

Peki ne değişti.
Neredeyse dokuz ay oldu, savaş çıktı mı?
Hayır!
Peki şu an durum ne?
Rusya, Ukrayna sınırına kısa sürede yapamıyormuş gibi, aylardır azar azar asker ve silah yığıyor. Peki, Ukrayna'ya daldıracak kadar
sınırında ordusu yok mu ki de Ukrayna sınırına asker yığmak için uğraşıyor. Bir de bunu göze batıra batıra yapması da ayrı bir tartışma konusu.
Aslında bunların mantığı çok basit: Asker yığıp, ağır psikolojik baskı uygulayarak, baskı altında tutup, ben savaşı ve kaybedeceklerimi
göze alıyorum, sen de alıyorsan buyur algısı yaparak bu arada süreci de uzatarak hasımlarını özellikle de ABD'yi masa başına çekerek;
mahallenin külhanbeylisi havasıylaverdiği korku ve gözdağının verdiği sandığı askeri-psikolojik yılgınlıkla kendisine kısa sürede zarar
verecek olumsuzlukları masa başında halletmek istiyor.
ABD ne yapıyor. Herşeyden önce ABD'nin esas stratejisi Rusya'yı zayıflatmak olduğundan, bal görmüş sinek gibi Ukrayna'yı fırsat olarak kullanıyor.
Dikkat edin Ukranya'nın yakınında Avrupa devletleri olmasına rağmen görüşmeleri yürüten, Rusya'yı tehdit eden sadece ABD. Heke AB'nin lideri sayılan
Almanya'nın, bir iki kısık sesle konuşmasını saymazsak sesi bile çıkmıyor.
Ben gene dokuz ay önce söylediğim yerdeyim. Ufak yoğunlukta savaş haricinde uzun süreli bir yoğun bir çatışma beklemiyorum.
Savaş olmazsa, o kadar askeri binbir reklamla sınıra yığan Rusya; eğer saldırmazsa ABD'nin tehditlerinden korkmuş olacak, böylece ABD'nin Rusya'dan
daha güçlü olduğu tescillenecek.
Savaş olur, Ukrayna kazanır veya büyük zarar verirse; ABD'nin desteklediği ülke savaşı kazanmış olara özellikle de Dünya kamuoyunda ABD'nin desteklediği ülke
kazanmış olacağından ABD'nin prestijini arttıracak ve Rusya içindeki diğer etnik grupları da ABD'nin yardımı ile ABD güdümünde bağımsız edebilmek için itici
bir güç olacak.
Savaş olur Rusya kazanırsa; Rusya, Dünya kamuoyunda işgalci ülke olarak lanse edilip, her türlü ekonomik, politik yaptırımlarla dışlanarak, savaşların esas
sebebi ekonomi rekabetinden geri bırakılacak. İşgal amacı güdecek diğer devletlere de savaşın silahla kazanılmadığı, bu konudaki esas gücün, ağanın ABD olduğu
hatırlatılacak. Dikkat edin, amacın özellikle ekonomik olarak yıpratmak olduğunu tescillercesine; her basın toplantısından sonra, ekonomik yaptırımlardan bahsediliyor.
ABD'nin en büyük korkusu; Rusya'nın, Ukrayna'ya saldırmaktan vaz geçmesi. Bu yüzden de Rusya'yla yapılan her toplantıdan sonra, söz verdiniz saldıracaksınız der gibi;
Rusya saldıracak, ama bedel ödeyecek diye açıklamalar yapıp, gaza getirmesi de bunu destekliyor.
Ukrayna'nın ne olduğu ABD'nin umurumda değil deği. Umurunda olsa gelişmiş silahlarını Ukrayna'ya verir; kanuna uydurarark bir pundunu bulur, hatırı sayılır
sayıda asker gönderirdi. Siz ABD'nin Ukrayna'ya F-35'leri, patriotları vereceğiz dediğini, asker göndereceğiz dediğini duydunuz mu?
İngiltere aracılığıyla, bunlarla idare edin der gibi tanksavar füzeleri gitti o kadar.
Dokuz ay önce de dedim şimdi de diyorum;
Kısa süreli, düşük yoğunluklu çatışmalar zaten var ABD ve yandaşlarını memnun etmek, kırmamak için birbirleriye yoğun uzun süreli, topyekün bir savaşa girmez.
Savaşsız bir Dünya dileğiyle;
Sağlık, huzur, saygıyla kalın!